Türkiye’den sonra Avrupa Birliği de Rusya ve Ukrayna savaşı nedeniyle ayçiçeği yağı, yem ve gübre tedariğinde çok büyük sorunlar yaşıyor. Avrupa Birliği’ndeki yağ sanayicileri stoklarında en fazla 4-6 hafta yetecek kadar ayçiçeği yağı kaldığını ve acil önem alınması gerektiğini açıkladı.
Avrupa Birliği’nin yağ, yem, hububat alanında faaliyet gösteren 3 önemli örgütü ortak açıklama yaparak özellikle yağ ve yem sektöründe yaşanan krize dikkat çekti. Bitkisel Yağ ve Küspe Sanayicileri Birliği (FEDIOL), Avrupa Karma Yem Üreticileri Federasyonu (FEFAC), Avrupa Tarımsal Emtialar, Yem ve Yem Maddeleri Ticareti Birliği (COCERAL) yaptıkları ortak açıklamada hem yemde hem de gıdada ciddi kıtlıklar yaşanacağına dikkat çekti.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sert bir dille eleştirildiği açıklamada özetle şu bilgilere yer verildi: “Ülkede insani trajedi yaşanırken ve Rusya Federasyonu nedensiz bir şekilde egemen bir devleti işgal etmeye devam ederken, COCERAL, FEDIOL ve FEFAC derin üzüntülerini Ukrayna halkıyla paylaşıyor. Sektörümüzdeki şirketler, sahadaki çalışanlarının güvenliğini sağlamak için adımlar atıyor ve ellerinden geldiğince yardım etmeye çalışıyor. Ayrıca, Ukrayna'nın AB'ye tarımsal hammadde ve ürün tedarikinin öneminin ve bu ülkeden ithalat yapamamamızın hem yem hem de gıda endüstrileri için ciddi kıtlıklar yaratacağının bilincinde olarak sözleşmelerini yerine getirmeye devam etmeleri gerekiyor.”
Ukrayna’dan ithalat durdu, 4-6 hafta yetecek yağ kaldı
Karadeniz Bölgesi’nin dünya pazarı için önemli bir tahıl ve yağlı tohum ürünleri arzını temsil ettiğine dikkat çekilen açıklamada: “Özellikle Ukrayna, dünyaya yaklaşık 60 milyon ton tahıl ihraç ediyor. Mevcut pazarlama yılında Ukrayna'nın yaklaşık 33 milyon ton mısır ve 24 milyon ton buğday ihraç etmesi bekleniyordu. Avrupa için mısır, yıllık ortalama 11 milyon ton ile Ukrayna'dan ithal edilen ana ürünü ve aynı zamanda yaklaşık 2 milyon ton ile ayçiçeği yağı gibi diğer emtiaları temsil ediyor. COCERAL, FEDIOL ve FEFAC, Ukrayna'dan Avrupa'ya gelen gemiler için acil pratik sorunları ele almayı, gıda ve yem tedarik zincirleri için potansiyel olumsuz etkileri öngörmeyi ve kayıplarını azaltmaya yardımcı olacak acil durum planlarının oluşturulmasına yönelik acil ihtiyacı vurgulamayı gerekli görüyor.” denildi.
Avrupa Birliği Bitkisel Yağ ve Protein Küspesi Endüstrisi Birliği (FEDIOL) 4 Mart’ta yaptığı açıklamada Ukrayna'daki savaş durumunun, Avrupa'nın ayçiçeği tohumu yağı tedariki üzerinde önemli sonuçlar doğuracağını vurgulayarak şu değerlendirmeyi yaptı: “Ayda yaklaşık 200 bin tonluk ayçiçeği yağ arzının Avrupa limanlarına sevk edilmesi durduruldu. Yıla bağlı olarak, Avrupa Birliği bitkisel yağ rafinerileri AB'de tüketilen ayçiçeği yağının yüzde 35 ila yüzde 45'ini Ukrayna'dan temin etmektedir. Ayçiçeği tohumu yağının en büyük ihracatçısı olan Ukrayna, dünya pazarındaki diğer oyuncular tedariklerinde benzer bir eksiklikle karşı karşıya kaldıklarından, bu hacimlerin kısa sürede değiştirilmesi zor ve imkansız olabilir. Hızlı bir değerlendirme, ayçiçeği yağı mevcudiyetindeki önemli azalmanın hızla hissedileceğini gösterdi. AB'deki mevcut stokların 4 ila 6 hafta süreceği tahmin edilmektedir. Bu sürenin ötesinde, ham ayçiçeği tohumu yağı ve sınırlı alternatiflerin bulunmamasının Avrupa pazarında rafine/şişelenmiş ayçiçeği yağı açığına yol açması ve bunun tüketici düzeyinde hissedilmesi muhtemeldir.”
Alternatif yağlar çözüm sağlamıyor
Gıda sektörü için bu olumsuz etkilerin azaltılması için çaba gösterilmesi gerektiği belirtilen açıklamada, Avrupa Birliği Bitkisel Yağ ve Protein Küspesi Endüstrisi Birliği üyesi şirketlerin biyodizel için ayrılan sınırlı miktarda ayçiçeği tohumu yağını gıda sektörüne yönlendirdikleri ifade edildi. Açıklamada alternatif yağlarla ilgili şu değerlendirmeye yer verildi: “Ayçiçeği tohumu yağındaki bu krize acil bir çözüm yok ve ticaretin devam edip etmeyeceği ve nasıl devam edeceği açıkça belli değil. Pazara bağlı olarak, kolza yağı, soya fasulyesi yağı ve tropikal yağlar gibi alternatif bitkisel yağlar bir dereceye kadar devreye girebilir.”
FEDİOL verilerine göre, Avrupa Birliği ayda yaklaşık 435 bin ton rafine ayçiçeği yağı tüketiyor. Bu ihtiyacını özellikle Güney ve Orta Avrupa’daki yerli ayçiçeği tohumu üretiminden ve Ukrayna’dan ithal ettiği ham ayçiçeği yağından karşılıyor.
AB hammadde ithalatında GDO’da esnekliği tartışıyor
Avrupa Yem Üreticileri Federasyonu (FEFAC) Ukrayna’nın işgalinin Avrupa yem tedarik zincirine olumsuz etkilerinin hafifletilmesi, sorunların çözümü için Avrupa Tarımsal Emtialar, Yem ve Yem Maddeleri Ticareti Birliği(COCERAL) ile birlikte Avrupa Komisyonu Tarım ve Kırsal Kalkınma Genel Müdürlüğü (DG AGRI) yetkilileri ile 25 Şubat’ta görüştü.
Yapılan toplantı sonrasında sektör temsilcilerine gönderilen raporda şu değerlendirmelere yer verildi:
“Avrupa Tarımsal Emtialar, Yem ve Yem Maddeleri Ticareti Birliği COCERAL tarafından, Avrupa Birliği ve Kuzey Afrika destinasyonlarına Ukrayna’dan 15-16 milyon ton mısır, 7 milyon ton buğday ve yüksek miktarda ayçiçek yağı ile Rusya’dan 7 milyon ton buğday ithalatına ihtiyaç duyulduğu; COCERAL’in Ukrayna üyelerinin tüm Karadeniz ve Mariupol limanlarının kapalı durumda olduğunun teyit edildiği; Ukrayna limanından ayrılırken 2 gemiye saldırılmış olması nedeniyle liman otoritelerinin gerekli olan bitki sağlığı sertifikalarını imzalamadığı bildirilmiştir. Limanlardaki blokajların haftalar veya aylarca sürebileceğinin tahmin edildiği, Rusya’dan yükleme yapılmasının da uygulanan finansal yaptırımların sebep olacağı aksamalar nedeniyle daha zor olacağı, Ukrayna ve Rusya kaynaklı tedarikin AB kaynaklarıyla ikame edilemeyeceği bildirilmiş, bu nedenle istisnai savaş koşulları dikkate alınarak AB’ye hammadde ithalatında uygulanan GDO ve bitki sağlığı kurallarında esneklik sağlanması talep edilmiştir.”
Bazı ülkelerin sadece 20 günlük yem stoku var
Raporda, FEFAC tarafından; yem sanayi çalışma stoklarının mısır açısından Güney Avrupa’da en düşük düzeyde olduğu, bazı ülkelerin maksimum 20 günlük stok bulundurduğu, bu durumun kuraklıktan dolayı daha da şiddetlendiği ifade ediliyor. Raporda; “Ukrayna’dan gelen ayçiçek küspesinin sadece diğer kaynaklardan sağlanabilecek kolza ve soya küspeleri ile ikame edilebileceği, ancak Kuzey ve Güney Amerika gibi yerlerden bu ürünlerin alınması durumunda teslimatların 40 günü bulacağı ve Karadeniz ülkelerine kıyasla teslimat süreleri arasında büyük fark olacağı vurgulanmıştır. Ayrıca FEFAC, Rusya’nın AB kaba yem üretimi için gübre ihtiyacının yanı sıra magnezyum oksit, kaya fosfatı, üre açısından da önemli bir tedarikçi olduğunu belirtmiştir. Ayrıca, olarak AB’de onaylı olmayan çeşitler açısından ABD’den ve maksimum pestisit kalıntı limitleri açısından da Arjantin’den mısır ithalinin bir sorun yaratıp yaratmayacağı konusuna bir açıklık getirilmesi DG AGRI’den talep edilmiştir. DG AGRI yetkilisi, mevcut Ukrayna’daki lojistik sorununun farkında olduklarını; kısa, orta ve uzun vadede ve hatta yeni sezonda Ukrayna’da ekim yapılamayabileceğini ve bu eksiklerin ikame edilmesi gerektiğini bildiklerini ifade etmiştir. FEFAC ve COCERAL’in savaştan kaynaklı aksaklıkların üstesinden gelinebilmesi için başka kaynaklardan hammadde ithalatı konusuna esneklik ve açıklık getirilmesine yönelik talebini, sadece AB için değil aynı zamanda kuraklıktan muzdarip olan Kuzey Afrika ülkeleri açısından da yem ve gıda güvencesi tehditlerini dikkate alarak değerlendirmek üzere kaydetmiştir.”denildi.
Acil Durum Planı hazırlanacak
Avrupa Birliği’nde gıda ve yem konusundaki 3 önemli örgüt FEFAC, COCERAL ve FEDIOL, Avrupa Komisyonu Tarım ve Kırsal Kalkınma Genel Müdürlüğü’ne piyasa etki değerlendirmesi raporu sunarak, özellikle mısır tedarikinde sorun yaşanması ihtimaline öncelik verilerek, AB’de gıda ve yem güvencesinin sağlanması konusunda bir acil durum planı hazırlanması amacıyla Konsey toplantısı yapılmasını talep etti. Söz konusu raporda şu önlemlere yer verildi:
1- Ukrayna-Rusya krizinden dolayı sektörlerin hammadde tedariki konusunda sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu, özellikle buğday gibi temel ürünlerin önemli olduğu fakir ülkeler için bu savaşın daha sert etkileri olacağından endişelendiklerini ve zaten kuraklıktan dolayı mağdur olan bu bölgelerde insanlık felaketi yaşanmaması için bu ülkelere AB’nin bu ürünleri ihraç etmesi gerektiği,
2- Karadeniz bölgesinin hububatlar ve yağlı tohumlar açısından önemli bir tedarikçi olduğu, sadece Ukrayna’nın 60 milyon ton hububatı dünyaya ihraç ettiği, önümüzdeki sezon da Ukrayna’nın 33 milyon ton mısır ve 24 milyon ton buğday ihraç etmesinin beklendiğini,
3- Avrupa’nın Ukrayna’dan en önemli ithalatının mısır olduğunu ve 11 milyon ton olması beklenen ithalatın 21 Şubat itibariyle sadece 5,5 milyon gerçekleştiğini; aradaki farkın giderilmesi için alternatif ülkeler olarak Arjantin, Brezilya ve ABD’nin düşünülebileceği fakat AB yem ve gıda mevzuatının bu ülkelerden ithalatı sınırlandırdığı,
4- Mevcut durumda en acil ihtiyaçların, yüklenen gemilere izin verilerek AB’ye ürün sevkiyatının yapılması ve ihtiyaç halinde alternatif tedarik kaynaklarının bulunması olacağı,
5- Ukrayna limanlarının yıkımı /kapanması nedeniyle yerel otoritelerin gemilerin yola çıkabilmesi için gerekli dokümanları sağlayamadığı ve bunun sonucunda bazı gemi sahiplerinin AB’de yüklerini indirme garantisi olmadığı için yükleme yapmayı reddettiği;bu nedenle Konseyin menşei ülkeden istenilen dokümanlardan feragat etmesi talep edilmiş, sağlık kontrollerinin AB üye devletlerine varışta yapılabileceği bildirilmiştir.
6- Ukrayna’ya girmeye çalışan gemi veya trenlerin dönüşte AB ülkelerine yüklerini indirme garantisinin verilmesi de acil olarak alınması gereken tedbirlerden birisidir ve bu anlamda gümrük formalitelerinde de esneklik sağlanacağının garanti edilmesi gerektiğine raporda yer verilmiştir.
Orta vadede karşılaşılacak zorluklar
- Önümüzdeki birkaç hafta içinde tarımsal hammadde ve bileşen tedarikinin aksamasından kaçınılması gerekmektedir. Pek çok AB ülkesinde karma yem üreticileri ve kırıcıların 4-6 haftalık stokları bulunmaktadır. Özellikle bitkisel yağ üreticileri Ukrayna’dan gelen ayçiçek yağına bağımlı çalışmakta ve kısa zaman içerisinde alternatif kaynaklardan tedarik konusunda kritik bir durumla karşılaşacaklardır.
- Yem ve gıda sektörü için Arjantin, Brezilya ve ABD’den tedarik konusunda belirtildiği üzere GDO ve kalıntılar konusunda sıkıntılar bulunmaktadır. Ayrıca Arjantin kuraklık sıkıntısı yaşamaktadır; ABD’de ise biyoetanol üretiminde tahıl kullanımının giderek artması fiyatları kaçınılması gereken seviyelere yükseltmektedir ve elbette teslimat süresi Ukrayna’ya kıyasla çok uzun olacaktır.
- Kanada, Sırbistan, Güney Afrika gibi ülkeler sadece marjinal miktarlarda ihracat yapmaktalar ve bu nedenle uygun bir alternatif gibi görünmemektedir.
- Bunlar çözümü olmayan sorunlardır ve Ukrayna kaynağının kaybı işletmecilere yüksek lojistik maliyeti getirecektir.
- Ayrıca hammadde temininde ciddi sıkıntılar olması ya da AB piyasalarında aşırı yüksek fiyatların oluşması durumunda gümrük vergilerinin de kaldırılması gerekmektedir.
Türkiye, Rusya’dan ham yağ ve yem gemilerinin yola çıkmasını bekliyor
Rusya-Ukrayna savaşından en fazla etkilenen ülkelerden birisi Türkiye. Tarım ürünleri ithalatında ilk sırada Rusya, ikinci sırada Ukrayna’nın yer aldığı Türkiye, özellikle ham ayçiçeği yağı ithalatındaki sorun nedeniyle yağ krizi ile karşı karşıya kaldı. Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği’nin raflar da dahil sadece 1-1.5 aylık yağ stoku kaldığını açıklaması üzerine market raflarındaki yağlar adeta yağmalandı.
Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ise yeterli yağ bulunduğu ve telaşa gerek olmadığı ifade edildi.
Rusya ve Ukrayna’dan Türkiye’ye ham ayçiçeği yağı taşıyacak 22 gemi Rusya’nın kontrolündeki Azak Denizi’nde bekletiliyor. Rusya’nın 10 Mart’a kadar bu gemilere izin vermesi bekleniyor.
Bitkisel yağ sanayicileri Azak Denizi’nden gelecek ham yağ gemilerini beklerken Resmi Gazete’nin 4 Mart 2022 tarihli sayısında yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile 30 Haziran 2022 tarihine kadar ayçiçeği yağının ikamesi olabilecek, kanola, aspir, mısr, soya ve palm yağında gümrük vergisi sıfırlandı.
Yağ sanayicileri, Güney Amerika’dan Brezilya ve Arjantin’den ayçiçeği yağı ithalatının mümkün olmadığını o ülkelerde de yeterli yağ olmadığını belirtirken, bu ülkelerden alınacak soya, mısır yağının Türkiye’ye getirilmesinin uzun süre alacağını, raflara en erken 100 günde çıkabileceğini ifade ediyor. Bu nedenle Rusya ile sorunların çözülerek ham yağ gemilerine izin verilmesi bekleniyor.
Savaş yem fiyatlarını uçurdu
Rusya-Ukrayna Savaşı Türkiye’nin yem hammaddeleri ithalatını da olumsuz etkiliyor. Ham ayçiçeği yağında olduğu gibi Rusya’dan kepek taşıyan gemilere de izin verilmiyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Bursa Ticaret Borsası Başkanı Özer Matlı, Rusya’dan gelecek kepeğin savaş nedeniyle bekletildiğini belirterek şu bilgileri verdi: “ Rusya’dan yılda 1,5 milyon ton buğday kepeği alıyoruz. Kepeğin iki tedarikçisi Rusya ve Ukrayna savaş öncesi kepeğin tonu 190 dolardı. Bu gün 300 doların üzerinde ve getiremiyoruz. Azak Denizi’nde bekleyen 5 gemimiz var. Bunları getirmemiz lazım yoksa yem sektörünün 1 aylık stoku var. Yapılması gereken kısa vadede Rusya ile bu sorunun çözülerek gemilerin getirilmesi. İkinci adım ise mutlaka üretimi artıracak bir planlamanın yapılmasıdır. Yem sorunu çözülmezse süt üreten, besicilik yapan, kanatlı sektörü büyük sıkıntı yaşar.”
Yemde zamlar kaçınılmaz
Savaş nedeniyle buğday, arpa, mısır, soya, buğday kepeği, küspe ve diğer yem hammaddelerinde ciddi oranda fiyat artışına neden olurken, yemde 4 günde torba başına 50 lira zam geldi. Besiciler, süt havyacılığı, yumurta ve beyaz et üreticileri artan yem fiyatlarının ürünlere yansıyacağını dile getiriyor.
Türkiye Yem Sanayicileri Birliği Başkanı Ülkü Karakuş yaptığı açıklamada yem hammaddeleri ve tahılların ithalatı konusunda Rusya ve Ukrayna’ya bağımlılığın üst seviyede olduğunu belirterek: “Rusya'nın Ukrayna'ya askeri müdahalesi Türkiye'de ayçiçeği, buğday ve arpa ürünlerine ulaşımda sıkıntı yaratabilecektir. Savaşın devam etmesi durumunda tahıl fiyatları başta olmak üzere gıda fiyatlarındaki artış da devam edecektir.” dedi.
Yorum Gönder